Herkesin de bildiği gibi sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek her anne-babanın en büyük temennisi. Fakat günümüz koşullarında özel gereksinimli bir bebeğe sahip olabileceğimiz gerçeği de unutulmamalı. Bu konuda ailelerin bilinçlendirilmesi oldukça önemli. Burada en büyük görev anne-çocuk sağlığı hizmetleri kapsamında aile sağlığı merkezlerine düşmekte. Özellikle anne, özel gereksinim grupları ve doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası oluşabilecek riskli durumlar hakkında önceden bilgilendirilmeli. Yeni doğan taramalarının önemi açıkça anlatılmalı. Özel gereksinimlerin erken dönemlerde fark edilip tanılanması ve erkenden müdahale edilmesinin önemi vurgulanmalı.

Doğumdan hemen sonra hiç vakit kaybetmeden bebeğin tüm kontrolleri yapılmalı. Tarama testleri uygulanmalı. Uygulanan bu testlerin; bebeğin sağlık durumunun tespiti ve gelecekte karşılaşabileceği problemlerle ilgili bilgi edinilmesi için hayati önem taşıdığı unutulmamalı.
Bebekler hastaneden taburcu edilmeden yapılan tarama testleri, erken dönemde belirti göstermez. Ancak yaş ilerledikçe ortaya çıkan ve geç teşhis edildiğinde tedavisi zorlaşan metabolik hastalıkların ve zekâ geriliklerinin erken teşhisinde önemli rol oynar. Tarama testleriyle ortaya çıkabilecek hastalıklar, test uygulanmadığında ve belirtilerle ortaya çıkmaya başladığında, tedavi için çok geç kalınmış olunabilir. Örneğin; fenilketonüri taramasıyla ortaya çıkan rahatsızlıklar erken teşhis sayesinde kolayca tedavi edilebilirken, test uygulanmadığında tedavisi zor olan zekâ gerilikleri ve gelişim bozuklukları görülebilir.
İşitme yetersizliğinin teşhisi ve tedavisinde önemli rol oynayan işitme testi için en uygun zaman bebeğin doğumunun 2. günüdür. Özellikle ailesinde işitme kaybı olan bebeklere ve prematüre doğanlara işitme testinin mutlaka yapılması gerekir. Bu sayede eğer bir yetersizlik varsa erkenden tanılanmış, tedaviye başlanılmış ve bebek cihazlandırılmış olur.
Yeni doğmuş bir bebeğin yetersizliği yapılan bu yeni doğan tarama testleriyle tespit edilemeyebilir. Bundan sonraki süreçte en büyük görev ebeveynlere düşmektedir. Anne babalar çocuklarının gelişimlerine en yakından tanık olan kişilerdir. Çocuğun genel gelişiminde herhangi bir olumsuzluk olduğunda en yakın sağlık kuruluşuna giderek tanılamasını yaptırmaları gerekir.
Tanılamayı yapan doktorun kullandığı dil çok önemlidir. Aileye ilk ağızdan bilgi verecek doktorlar ailenin içinde bulunduğu psikolojik duruma dikkat ederek aileye tanıyı açıklamalı izlenecek yolları göstermeli ve gerekli yönlendirmeleri yapmalıdır. Çocuk bu sayede engelin erken tanılanması yanı sıra gerekli özel eğitime de erkenden başlamış olur.
Elif DOĞAN
Özel Eğitim Uzmanı