Çocuklarımız, geleceğin yetişkinleri olarak yetiştirilen, eğitilen ve eldeki olanaklar en üst düzeyde kullanılarak, tüm gereksinimleri karşılanan bireylerdir.
Gelişim ömür boyu devam eden bir süreçtir ama en önemli kısmını erken çocukluk dönemi oluşturmaktadır. Çocuk doğduğu andan itibaren gereksinimleri her gün artacak ve değişecektir. İlk doğduğu aylarda ihtiyacı karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve uyku olan çocuğun, ilerleyen yaşlarda bu ihtiyaçlarının yerini sevgi, ilgi, oyun, eğitim, sosyalleşme alacaktır. Her gelişim döneminin kendine özgü ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları bilmek aileye; çocuklarının gelişiminin olması gerekenden farklı düzeyde olması durumunda, izlenecek bir yol haritası oluşturur.
Erken dönemde çocukların değerlendirilmesinde çok kaynaklı ve çok ölçümlü değerlendirmelerden yararlanmalı, gözlemler de yaparak farklılığın tespit edilmesi ve sağaltımı için ihtiyaçları doğrultusunda çalışmaların yapılması gereklidir. Çocuklardaki büyük motor, ince motor, dikkat, sosyal, ifade edici dil ve okur-yazarlık vb. becerilerdeki eksikliklerin erken dönemde tanılanması önemlidir. Erken tanılama bunun ilk basamağıdır. Erken müdahale ile amaç mevcut gelişim düzeyindeki farklılığı ortadan kaldırmak değil, var olan potansiyelinin en üst düzeyde kullanılabilmesini, işlev kaybının en alt seviyede olmasını sağlamaktır. Bu farklılıkların giderilmesinde eğitimin önemi büyüktür.
Özel gereksinimi olan çocukların erken teşhisi ve tanısı günümüzde önemini kanıtlamış bir gerekliliktir. Çocuğun sorunu ne denli erken belirlenirse gereksinimlerine uygun türde eğitim programına o kadar erken yaşta başlanabilir. Çocuklarda bazı problemler fark edildiğinde ya da problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilecek risk faktörleri (kalıtsal, çevresel faktörler) saptandığında derhal müdahale edilmelidir. Yapılan araştırmalarda çocuk gelişiminin kritik dönemi olarak kabul edilen 0-8 yaş döneminde uygulanan erken eğitim programlarının sonuçlarında bu programlara katılan çocukların gelişim düzeylerinin arttığını, ebeveynlerinin tutum ve davranışlarının değiştiği, yalnızca çocukta değil tüm ailede yaşam kalitesini arttığın ortaya konulmuştur.(Sucuoğlu ve ark. 2001)
Yetersizliği olan çocukların erken tanılanıp müdahale edilmesinin pek çok yararı vardır. Okul öncesi dönemde görülen problemler zaman içinde sabit kalır ve önlem alınmadığında ileride daha ciddi öğrenme ve davranış sorunlarına yol açabilir.
Anne babalar çocuklarının yürümesi, konuşması, renkleri tanıması, makas kullanması, tuvaletini tutması, kendi başına yemesi vb… davranışlar için kaç yaşına kadar beklemeleri gerektiğini bilmelidirler. Çocuklarının gelişim özelliklerini bilmek anne babalara, çocuklarının yetiştirirken kolaylık sağlayacak ve çocuklarınızla yaşadığınız sıkıntılı dönemleri daha rahat ve endişelenmeden anlamalarına yardımcı olacaktır.